-
1 kâğıt oyunu
Kartenspiel nt -
2 kâğıt oyunu
игра́ в ка́рты -
3 kâğıt oyunu
n. card game, game of cards -
4 bir kâğıt oyunu
n. beggar my neighbor, euchre, omber, ombre -
5 kâğıdı dağıtana karşı oynanan kâğıt oyunu
n. faroTurkish-English dictionary > kâğıdı dağıtana karşı oynanan kâğıt oyunu
-
6 tek kişilik kâğıt oyunu
n. solitaire -
7 ıspanyol kâğıt oyunu
n. monte -
8 kâğıt
kâğıt [kĭaːt] <- dı> Papier n; Schreiben n; Bericht m, Papier n; Formular n; (Spiel)Karte f; Schule schriftliche Arbeit; Tüte f;kâğıt açmak die Karten aufdecken;kâğıt gibi olmak leichenblass sein;kâğıt oynamak Karten spielen;kâğıt oyunu Kartenspiel n;kâğıt para Papiergeld n;kâğıt üzerinde kalmak fig nur auf dem Papier stehen;-i kağıda dökmek zu Papier bringen A;kağıda kaleme sarılmak sofort aufschreiben A;ambalaj kağıdı Einwickelpapier n;sigara kağıdı Zigarettenpapier n;tuvalet kağıdı Toilettenpapier n;yazı kağıdı Schreibpapier n -
9 kâğıt
"1. paper; piece of paper. 2. card, playing card. 3. colloq. letter, note. 4. document. - açmak to turn up the trump card. - bıçağı paper cutter. - dağıtmak to deal the cards. -a dökmek /ı/ to put (something) down on paper, write (something) down. - ezmesi papier-mâché. - fabrikası paper mill. - fener paper lantern, Chinese lantern. - gibi olmak to turn as white as a sheet. - hamuru paper pulp. - kaplamak /a/ to paper, cover with paper. - kebabı a dish made of lamb and vegetables broiled in a wrapper. - makası paper scissors. - oynamak to play cards. - oyunu card game. - para paper money; note, bill. - para çıkarma fin. emission. - sepeti wastepaper basket. - üzerinde (existing) on paper, in the planning stage. - üzerinde kalmak (for a project) to exist on paper only, not to get beyond the planning stage. - üzerine koymak /ı/ to put (something) in writing." -
10 card game
kâğıt oyunu -
11 game of cards
kâğıt oyunu -
12 card game
kâğıt oyunu -
13 game of cards
kâğıt oyunu -
14 χαρτοπαίγνιο
kağıt oyunu -
15 Kartenspiel
kâğıt oyunu -
16 Kartenspiele
kâğıt oyunu -
17 faro
n. bir iskambil oyunu, kâğıdı dağıtana karşı oynanan kâğıt oyunu* * *bir iskambil oyunu -
18 Kartenspiel
-
19 cards
noun singular (the game(s) played with playing-cards: He cheats at cards.) kâğıt oyunu -
20 beggar my neighbor
n. bir kâğıt oyunu
- 1
- 2
См. также в других словарях:
kâğıt oyunu — is. İskambil kâğıdı ile oynanan oyun Hiç kâğıt oyunu oynamazken birkaç aydır altmış altıya alıştırmışlar, sıra ile yenip duruyorlardı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
kâğıt — is., dı, Far. kāġaẕ 1) Hamur durumuna getirilmiş türlü bitkisel maddelerden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak Yazı kâğıdı. Duvar kâğıdı. Sigara kâğıdı. 2) sf. Bu yapraktan yapılmış Gece hafif… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çevirmek — i 1) Bir şeyin yönünü değiştirmek Nefes nefese koşan anneme, başını çevirmeden cevap verdi. Y. Z. Ortaç 2) Öteki yüzünü görünür duruma getirmek Sermet defterinin yapraklarını çeviriyordu. Ö. Seyfettin 3) Döndürerek hareket ettirmek Resimleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kanasta — is., İsp. canasta Bir tür kâğıt oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
peçiç — is., ci 1) Zar yerine yedi tane küçük deniz hayvanı kabuğu atılarak bunların açık taraflarının üste veya alta gelmelerine göre taş ilerleterek oynanan bir oyun Muşamba fenerlerle kadın misafirler geldi, epeyce bir zaman peçiç ve yüzük oynandı. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
poker — is., Fr. poker Bir tür kâğıt oyunu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller poker çevirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsa — is., ekon., İt. borsa Bazı tüccarların ve özellikle sarraflarla değerli kâğıt ve tahvil alışverişiyle uğraşanların alım satım ve değişim amacıyla devlet denetimi altında iş yaptıkları yer Borsada istediği gibi oynuyordu fiyatlarla. N. Cumalı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
borsacı — is. Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse Birleşik Sözler karaborsacı … Çağatay Osmanlı Sözlük
su yolu — is., mim. 1) Künk veya demir boru ile yapılmış oluk 2) Bazı kâğıtların dokusunda bulunan, ışığa tutulduğunda görülebilen çizgi, resim veya yazı, filigran 3) Kâğıt üzerine konulan noktaların aralarını çizgilerle birleştirerek oynanan bir çocuk… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tablo — is., Fr. tableau 1) Bez, tahta, kâğıt vb. maddeler üzerine yapılmış yağlı boya, sulu boya, pastel veya kara kalem resim Bu tablolardan biri gölge oyunu hâlinde karikatürize edilmişti. H. Taner Hırsından bazılarına tablomu bedava verdim, alın,… … Çağatay Osmanlı Sözlük